peugeot-508-hdi

 

İddialı ve modern tasarımı ile yepyeni sürüş deneyimi sunan Peugeot 508, BlueHDi motor ile EAT6 Tam Otomatik Vites kutusunu birleştiren versiyonlarıyla ürün gamını genişletiyor. Güçlü karakteri ve özgün tasarımı ile dikkat çeken Peugeot 508, yakıt tüketimi ve emisyon salınımları açısından sınıfında çıtayı yükseltiyor. Sınıfının en etkin “kirlilik önleme” teknolojisi olan BlueHDi motor ile 3,9L/100km karma tüketim, 102 g/km CO2 emisyonu değeriyle fark yaratıyor.

Euro 6 normlarına uygun BlueHDi motor seçeneği ile Peugeot Türkiye, Eylül ayından itibaren 508 1,6L BlueHDi versiyonlarını 96 bin 500 TL’den ve 508 1,6 BlueHDi EAT6 Tam Otomatik Dizel versiyonlarını 107 bin 500 TL’den başlayan fiyatlar ile Türkiye pazarına sunuyor.

Daha güçlü bir karakter için özgün dış tasarım

Peugeot 508’in önceki tasarımı özgün, zarif, kusursuz, sağlam ve kaliteli görünümü ile öne çıkıyordu. Peugeot tasarım ekipleri araca daha da fazla teknoloji, güç ve karakter kazandırmak için bu nitelikleri temel aldılar. Ön panjur Peugeot 508’in tasarımının esaslı bir unsurunu oluşturuyor. Daha düşey ve merkezinde Peugeot logosunu içeren radyatör ızgarası 5 serisinin ünlü öncülerine gönderme yapıyor.

Aynı zamanda Peugeot 508’in, gamın gelecekteki yeni modelleri üzerinde görülecek olan, önde daha dışa uzanan ve prestijli marka kimliğini simgeliyor. Daha yatay şekilde yeniden çizilen kaput modeli üst gam modeller dünyasına sokuyor ve ön ile arka bölümler arkasındaki dengeyi güçlendiriyor. Arka taraf daha yapılı, koruyucu fonksiyonu arttırılmış ve arka bagajdan ayırt edilen tamponu ile dikkat çekiyor. Böylece, Peugeot 508’in uzunluğu ön dingil çıkıntısı üzerinde 16 mm ve arka dingil çıkıntısı üzerinde 22 mm olmak üzere toplam 38 mm arttırıyor. Bu dış boyutlar Peugeot 508’in lansmanından beri taşıdığı zarafet, sadelik ve tutumluluk değerlerini arttırıyor. Geniş kabin ve bagaj boyutları ise değişmiyor.

Aydınlatma donanımı içinde yer alan gündüz farları, sinyal lambaları, park lambaları, sis farları, tüm versiyonlarda tamamen LED’den oluşuyor ve özgün görsel imzayı sağlıyorlar. Aracın arka farları, her biri üç pençe üzerinde dağıtılmış 36 LED’den oluşuyor ve opal kırmızı renkli görsel imza ile araca özgün bir kimlik ve teknolojik bir görünüş elde ediyor. Allure donanım seviyesinde ise aracın ön kısmı ileri teknolojili akıllı ışık sistemli full LED farlar ile dikkat çekiyor. Ön farlar her biri 4 LED içeren 3 modülden oluşuyor ve bunlara bir de virajda ilave aydınlatma fonksiyonu için farın dışındaki 3 ilave LED ekleniyor. Bu teknoloji, güvenlik, sürat ve kullanım tasarrufu nitelikleri dışında aydınlatma kapasitesini arttırıyor ve otomobilin bakışını güçlendiriyor. Farların küçük boyutları ve son derece sofistike mercekleri aracın seçkin ve teknolojik yanını vurguluyor. Akıllı ışık sistemi ile gece özel bir kamera sürekli olarak seyir koşullarını analiz ediyor ve uygun durumlarda farları uzun hüzmeli konuma getiriyor.

Daha fazla modernlik için arttırılan teknolojik içerik

Torpido paneli aracın işlevselliklerinin çoğunu üzerinde toplayan 7″ SMEG dokunmatik ekran içeriyor. Bu teknolojik özellik ilk seviye olan Access versiyonundan itibaren standart olarak sunuluyor. Başlıca menülerin kısa yol tuşlarına Navigasyon & Jukebox (navigasyon sistemi olan versiyonlarda), Bluetooth, USB, radyo, vs. orta konsol üzerindeki dokunmatik ekran üzerinden erişilebiliyor.

Zengin ve kapsamlı gösterge paneli, sürüş ve kılavuzluk verilerinin gizlenebilir bir ekran üzerinde görüntülendiği renkli head-up display ile destekleniyor. Bu sayede sürücünün, bakış açısını yoldan ayırmadan aracın hızını, hız sabitleyici bilgilerini ve navigasyon verilerini görmesini sağlıyor. Kullanılan malzemelerin, donanımların kalitesi ve detay işçiliğe gösterilen özen Peugeot 508’in iç mekânının modern ve seçkin bir dünyaya ait olduğunu net bir şekilde hissettiriyor. Bu prestijli dünya eller serbest anahtarsız giriş ve çalıştırma sistemi, elektrikli park fren sistemi, kör nokta uyarı sistemi, geri görüş kamerası, akıllı ışık sistemi, dört bölgeli otomatik klima, JBL imzalı Hifi müzik sistemi gibi çok sayıda konfor ve güvenlik donanımlarını bir araya getiriyor.

120 hp BlueHDi Motor ve EAT6 Tam Otomatik vites birleşimi ile yüksek sürüş konforu ve verimlilik

İddialı ve modern tasarımı ile yepyeni sürüş deneyimi sunan Peugeot 508, BlueHDi motor ile EAT6 Tam Otomatik Vites kutusunu birleştiren versiyonlarıyla ürün gamını genişletiyor. Peugeot, mevcut çevre standartlarına her zaman önceden uyum gösterme ve bu standartları hep bir adım öteye götürme felsefesi ile motorlarını geliştirmiştir. 2000 yılından itibaren dizel HDi motorlarda kullanılan dizel partikül filtresi ile emisyonların azaltılması şimdi BlueHDi teknolojisi ile gelişiyor ve pazarın en etkin kirlilik giderme teknolojisini oluşturarak, Euro 6 emisyon normlarını bugünden karşılıyor.

Çevre standartlarını ileriye götürmenin yanında, tam otomatik şanzıman ile birleşen Peugeot 508 1.6L BlueHDi EAT6 Tam Otomatik Dizel, sürüş keyfi yanında üst düzey performansı ve karma ölçümde 3,9L/100km’ye ulaşan sınıf lideri düşük yakıt tüketimi ile dikkat çekiyor. Tork konventörüne sahip yeni EAT6, (Efficient Automatic Transmission – Verimli Otomatik Şanzıman) hızlı vites değişiminin yanında sarsıntısız yüksek sürüş konforu sunuyor. 400ms sürenin altında gerçekleşen vites değişimleri performansın artmasını sağlıyor.

SCR (Selective Catalytic Reduction – Seçimli katalitik indirgeme) sistemi pazarın en etkin NOx giderme teknolojisidir. Peugeot modellerinde uygulanan partikül filtresi FAP’ın yerleşimi, SCR’nin erken devreye girmesini ve bu şekilde hem NOx (azot oksitlerin) %90’a kadar azaltılmasını ve partiküllerin sayısal olarak %99,9’a kadar emilimini sağlayan bir yerleşim biçimidir. NOx’leri azaltmaya dönük olan bu sistem aynı zamanda CO2 emisyonlarının ve yakıt tüketiminin özel yanma odasıyla EURO 5 uyumlu motor seçeneklerine göre -%4’e kadar azaltılmasını sağlamaktadır. Bu sayede sınıf lideri en çevreci 102 g/km CO2 salınımı sunarak rekabeti ileriye taşıyor.

113787

 

Peugeot, Citroen ve DS’i bünyesinde barındıran PSA Grubu’nun geliştirdiği ve yenilenen Peugeot 208 ve 308 modellerinde sunulan üç silindirli Turbo PureTech motor, 17. Uluslararası Motor Ödülleri’nde 1,0 L – 1,4 L silindir hacimli motorlar kategorisinde “Yılın Uluslararası Motoru” seçildi.

PSA Grubu’ndan yapılan açıklamaya göre Turbo PureTech, Engine Technology International Dergisi tarafından Almanya’nın Stuttgart kentinde düzenlenen 17. Uluslararası Motor Ödülleri’nde 1,0 L – 1,4 L silindir hacimli motorlar kategorisinde “Yılın Uluslararası Motoru” ödülüne layık görüldü.

Yakıt tüketiminde ve CO2 emisyon değerlerinde ortalama yüzde 18’lik bir düşüş sağlayan PureTech motor ailesi, Peugeot 208, 301, 308 ve 2008 modellerinde kullanılıyor.

Ödül töreninde konuşan PSA Grubu Güç Üniteleri ve Şasi Direktörü Christian Chapelle, kilometrede ortalama 110,3 gram CO2 emisyon değeri ile PSA grubunun bu alanda Avrupa’nın lideri olduğunu bildirdi.

3 silindirli Turbo PureTech motorunun aldığı ödülün grubun mühendislik bölümünün benzinli motorlardaki bilgi ve deneyim birikimini mükafatlandırdığını aktaran Chapelle, “Bu ödül, gittikçe daha düşük tüketimleri mümkün kılmak amacıyla PSA’nın Ar-Ge alanında sağladığı teknolojik ilerlemelerin gördüğü genel kabulün güzel bir ifadesini oluşturuyor.” dedi.

default-header-temmuz

 

Peugeot’dan yapılan açıklamaya göre, Peugeot 2008 Active e-HDi ve Allure e-HDi versiyonlarında geçerli olan “Düz Vites Fiyatına Otomatik Vites” ve Allure versiyonlarında 1.500 TL değerinde “Cam Tavan donanımı hediye” kampanyası temmuz ayında da devam ediyor.

Ayrıca, müşterilerine BlueHDi EAT6 Tam Otomatik Dizel versiyonlarında 2+2 toplam 4 yıl garanti ile sahip olma fırsatı sunan Peugeot, Bipper Tepee ve Partner Tepee modellerinde 20 bin TL’ye varan kredi ve 20 aya varan vade ile yüzde 0 faizli kredi sağlıyor.

tweetcar

 

2014’te Yılın Otomobili seçilen ve sınıfının standartlarını yeniden belirleyen Peugeot 308, kurallara takılmadan hayata geçirilebilecek “TweetCar” projesi ile 15. İstanbul Auto Show’da görücüye çıkıyor. Türkiye’de ilk kez bir otomobil Twitter ile kontrol ediliyor; ziyaretçiler tarafından atılan tweet’ler Peugeot 308’in çeşitli fonksiyonlarını harekete geçiriyor. 

2014’te Yılın Otomobili seçilen ve sınıfının standartlarını yeniden belirleyen Peugeot 308, kurallara takılmadan hayata geçirilebilecek “TweetCar” projesi ile ilk kez 15. İstanbul Auto Show’da görücüye çıkıyor.

İstanbul Auto Show için özel olarak üretilen Yeni Peugeot 308 TweetCar; kullanıcı deneyimlerinden farklı olarak sosyal medyayı daha önce hiç olmadığı gibi kullanıyor ve ziyaretçilerin Twitter üzerinden attıkları belirli “tweet”lerle kendisini, yani gerçek bir otomobili, kontrol edebilmesine olanak sağlıyor. Bu sayede; fuar alanında olsun olmasın, merak eden herkes bu deneyimi kolayca yaşayabiliyor. Üstelik; fuar alanında olanlar dilediklerinde aracın içine girerek bu sihirli otomobili yakından inceleyebiliyor.

Hayata geçirilen proje ile Autoshow’a gelemeyen otomobil severler de Peugeot 308’e istedikleri komutları gönderebilecekler. Bu heyecanı ve teknolojiyi deneyimlemek isteyen otomobil ve teknoloji severler; www.308tweetcar.com adresinde istediği komutu seçiyorlar ve geriye kalan her şeyi Yeni Peugeot 308 TweetCar onlar için yapıyor.

Daha şimdiden Twitter üzerinde #istanbulautoshow2015 resmi “hashtag”iyle yapılan paylaşımlarda açık arayla önde olan Yeni Peugeot 308 TweetCar, kısa sürede yakaladığı bu başarısı ile bir Twitter fenomeni olmaya aday oluyor. Eğer daha önce Twitter’ı herhangi bir nesne ile etkileşime geçmek için kullanmadıysanız ve hala bir otomobilin yalnızca bir tweet atılarak kontrol edilebileceğine inanmıyorsanız; 31 Mayıs 2015 Pazar gününe kadar devam eden 15. İstanbul Auto Show’a gelerek 3. Salon’da bulunan Peugeot standını ziyaret ederek ya da www.308tweetcar.com üzerinden bu deneyime tanık olabilirsiniz.

peugeot-food-truck

Peugeot, mobil ve kaliteli yemek hizmetine yönelik deneyimlerin yenilikçi bir yaklaşımı olan Foodtruck ürününü Paris’in tarihi yerlerinden Carreau du Temple meydanında tanıttı. Peugeot global marka tasarım atölyesi Peugeot Design Lab tarafından hayal edilen ve tasarlanan, Le Bistrot du Lion adı verilen Peugeot Foodtruck 2015 Milano Tasarım Haftası’nda yerini aldı ve «Gezegeni beslemek, yaşam için enerji » temasını konu alan Milano Evrensel Fuarındaki Fransa Evine konuk oldu.

Peugeot tarihi, gastronomi ve otomobilin yeri olan Fransa’da iki asır önce başlaması her iki sektörde bilgi birikimindeki hassasiyet, simya ve yeniliğe dayanıyor. 1810’dan itibaren evlerde kullanılan Peugeot el değirmenlerini testere şeritlerine dönüştüryor. Sanayi macerası hızla gelişirken, 1840’da ilk Peugeot kahve değirmeninin, daha sonra da 1874’de mekanizması ömür boyu garantili olan ilk Peugeot karabiber değirmeninin doğuşuna neden oluyor. 1882’de, Peugeot’nun ulaşım aracı olan Grand Bi bisikleti gün yüzüne çıkıyor ve kısa bir süre sonra onu başka vizyon ürünü olan ilk Peugeot otomobili takip ediyor. O tarihten beri, Peugeot’nun ürettiği 65 milyondan fazla araç tüm dünya yollarına çıktı. Ürettiği otomobiller, bisikletler, scooter’lar gibi bireysel ulaşım araçlarının tasarım ve üretiminde olduğu gibi, sofra eşyalarının üretiminde de her zaman aktif olan Peugeot, dünya üzerindeki tek marka olma özelliğini koruyor.

Yaratıcılık ve tasarımla dopdolu bu iki yüz yıllık bilgi ve deneyim birikimi, bugün Peugeot’nun eşsiz vizyonunun ürünü olan, yaşam konforu ve keyfine yönelik yenilikçi mobil restoran Foodtruck konseptini yaratmak üzere bir araya geldi.

Heyecan verici bir tarif için en iyi malzemeler

Peugeot Design Lab sorumlusu Cathal Loughnane: “Kullanıcılar her zaman tasarımlarımızın merkezindedir. Peugeot Foodtruck tasarımında, yemek yapan kişiler kadar hizmet alacak kişiler de düşünüldü. Peugeot Foodtruck aracının içi ve dışı arasında hiçbir sınır olmadan şefin hazırlıklarını ve hazırladığı lezzetleri herkes izleyebiliyor. Aynı zamanda ürünün dönüşüm şekilleri yenilikçi yönlerle gösteriliyor. Öncesinde, Peugeot Foodtruck yolda seyir halindeyken, tüm Peugeot tasarım kodlarına sahip kompakt bir van olarak tasarlandı. Sonrasında ise, Peugeot Foodtruck park halindeyken, bugüne kadar hiç görülmemiş bir alan düzeni ve işlevsellik anlayışı içinde Le Bistrot du Lion ismi verilen bir restorana dönüşüyor. Kompak tasarımıyla Peugeot Foodtruck şehiriçi kullanımı ile mükkemel uyum gösteriyor. Varış yerine geldiğinde, Peugeot Foodtruck kanatlarını açıyor ve gerçek bir amfi tiyatroya dönüşmek üzere büyüklüğünü iki katına çıkarıyor.

Peugeot Foodtruck 30’dan fazla misafirin dışarıda ve Bistro du Lion’un yakınında rahatça yemek gereçleri, bar taburesi ve Umbrosa şemsiyeleri gibi gerekli tüm malzemeleri barındırıyor. Ayrıca tüm bu faaliyet çevreye saygılı bir şekilde yapılıyor, çünkü Bistrot du Lion yemek sonrasında çevrede hiçbir atık veya iz kalmamasına titizlikle özen gösteriyor. Midesine düşkün olanlar, 46 inçlik ekran üzerindeki görüntüler ve Fransa’da akustik teknolojinin lideri Focal ses sistemi sayesinde şefin hiçbir hareketini kaçırmayacaklar. İlk kez Fransız DJ’ler Adriano ve The Reflex tarafından kullanılan hoparlörler Bistro du Lion’un mix masasına bağlandığında, ocakta pişen yemeklerin en küçük çıtırtılarını en hassas şekilde duyuruyor ve güçlü bir canlı ses yayını sunuyor.

Peugeot Foodtruck’un tam anlamıyla işlevsel ve her türlü tip onayı ve hijyen standartlarına uygun olduğundan emin olmak için, Peugeot Design Lab, yemek vanlarında uzman olan Euromag’dan destek aldı. Araç içinde kullanılan yemek hazırlama ve pişirme malzemeleri tamamen profesyonel kalitede olup, tüm şeflerin hayal gücü ve yeteneklerini karşılamak üzere ve gastronomik, füzyon, moleküler mutfak gibi her tür mutfak için çok işlevli şekilde tasarlandı. Araçta dört ızgara ve indüksiyon ocağı ile bir fritöz var. Bir tahliye sistemi hava kalitesini sağlarken 400 litrelik derin dondurucu da yiyeceklerin tazeliğini koruyor. 350 litrelik buzdolabı içecekleri serinde tutarken Rocket Espresso markalı profesyonel bir kahve makinesi de nefis espressolar sunuyor.

peugeot-2008-crossover

Peugeot Türkiye, oto sektöründeki yarışa dönüş planında ‘hızlı’ ilerliyor.

Nisan ayında Türkiye otomotiv pazarı 91 bin 602 adet satışla yüzde 72 büyürken, Peugeot Türkiye satışlarını yüzde 111 artırdı. Şirketin ocak-nisan dönemi satışları ise yüzde 93 arttı. Şirket, 308, 3008 ve 5008 BlueHDi EAT6 tam otomatik versiyonlarını 4 yıl garanti ile satışa sunduklarını açıkladı.

Peugeot’da Nisan ayına özel çok cazip avantajlar sunuluyor. Peugeot 2008 Allure ve Active e-HDi versiyonlarında geçerli olan “Düz Vites Fiyatına Otomatik Vites” kampanyası ile dikkat çekiyor.

Peugeot 2008 Allure ve Active e-HDi versiyonlarında geçerli olan “Düz Vites Fiyatına Otomatik Vites” kampanyası ile dikkat çekiyor. Ayrıca tüm Peugeot 2008 Allure versiyonlarında 1.500TL değerinde cam tavan donanımı da hediye ediliyor. Peugeot 208 modellerinde ise 20.000 TL için 20 ay %0,79 faizli kredi imkanı ve Peugeot Partner Tepee ve Bipper Tepee modellerinde ise 20.000 TL için 20 ay %0 faizli kredi imkanı da sunuluyor.

Kompakt şehirli Crossover Peugeot 2008

Kullanımı kolay, heyecan veren ve benzersiz bir sürüş deneyimi sunan Yeni Peugeot 2008’de küçük direksiyon simidi ve göz hizasına konumlandırılan gösterge paneli dikkat çekiyor. Kampanya kapsamında, Peugeot 2008 Allure ve Active e-HDi versiyonlarında düz vites fiyatına otomatik vites seçeneği sunuluyor. Ayrıca tüm Peugeot 2008 Allure versiyonlarında 1.500TL değerinde cam tavan donanımı da hediye ediliyor.

Otomobilde Kopya Model Skandalı

10 yılda 7.5 milyar lira Ar-Ge teşviki alan otomotiv sektörü, bu sürede tek bir ana patent bile alamadı. Hatta bazı firmalar ‘yerli elektrikli oto yapıyoruz’ diyerek, çalıntı prototipler geliştirdi. Bazıları da kopya projeleri orijinal diye yutturdu

Türkiye’de milyarlarca lirayı bulan Ar-Ge teşviklerindeki suiistimal iddiaları otomotiv sektörüne kadar uzandı. Otomotiv endüstrisine 10 yılda verilen 7.5 milyar TL’lik Ar-Ge desteğinin amacına uygun olarak kullanılmadığı tespit edildi. Otomobilde yerlilik payını artırmayı hedefleyen bu teşviklerin yarısına yakını ise sektördeki 5 büyük firma tarafından kullanıldı. Ancak aradan geçen sürede Türk otomotiv endüstrisi bir ana patentli ürün dahi geliştiremedi. Teşviklerin önemli bir kısmı personel giderlerine harcanırken, hibe destekli birçok projede ise akıl almaz skandallar ortaya çıktı. Yapılan incelemelere göre, destek merkezlerinden biri olan TÜBİTAK-TEYDEB’e yurtdışında tamamlanmış projeler yeniymiş gibi sunuldu. Kopyalayapıştır mantığıyla ilerleyen projelere milyonlarca lira aktarıldı. Alınan paralar Ar-Ge yerine şirketlerin diğer giderlerine harcandı.

YENİ DİYE KANDIRDILAR 
Bazı otomotiv firmaları devletten aldığı teşvikle, bilgisayar lisans ve yazılım ithalatı dahi gerçekleştirdi. Bazıları ise devlet teşviki üzerinden yabancı tasarımcılara milyonlarca liralık ödeme yaptı. Bu sürede yerli otomobil hedefleri de adeta bir rant kapısına döndü. Hem devler hem de KOBİ’lerin bu alandaki teşvikleri suiistimal ettiği öğrenildi. Hatta Ankara ve Bursa’da faaliyet gösteren bazı şirketler Çinli bir firmaya ait elektrikli araç prototip projesini yeniymiş gibi gösterdi. Prototip üzerinde küçük oynamalar yaparak birçok şirket aynı araç tipi üzerinden 500 bin ile 4 milyon TL arasında teşvikler aldı.

PROTOTİP MEZARLIĞI 

Firmalar ‘Yerli elektrikli araç yapıyoruz’ diyerek çalıntı projeler üzerinden 3 yıl boyunca destek almayı başardı. Öte yandan yetkililerin verdiği bilgiye göre prototip teşviklerinde orijinal çalışmalar da gerçekleşti. Ancak bütün desteklerin teoride kalması sonucu Türkiye adeta prototip mezarlığına döndü.

2014’TE 1.5 MİLYAR TEŞVİK VAR
Bilim , Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2014’te de Ar-Ge teşviklerine devam edecek. Ürün ve süreç geliştirme, tasarım, faydalı model gibi Ar-Ge alanında bu yıl 1 milyar 575 milyon lira destek kullandıracak. Ar-Ge yapan firmalara 3.5 milyon liraya kadar hibe desteği verilecek.

7.5 MİLYAR LİRA DESTEKTEN SIFIR PATENT ÇIKTI
SABAH’a konuşan Ekonomi ve Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkilileri Ar-Ge desteklerinin hız kesmeden süreceğini ancak yeni dönemde patent şartlı teşviklerin ön planda olacağını söyledi. Özellikle otomotiv endüstrisinin 7.5 milyarı bulan teşvike rağmen tek bir ana patent çıkaramamasının sorgulanacağını belirten yetkililer, “Verilen desteklerin farklı alanlarda kullanıldığını raporlamış durumdayız. Sadece 3 firma TÜBİTAK-TEYDEB’den 584 milyon euro teşvik almış. Ancak bir patent dahi geliştirmemiş. Dışarıdan gelen projeleri kullanmış” ifadelerini kullandı.

AR-GE MERKEZİNDE MÜHENDİS YOK
Ar-Ge teşviklerinin öncelikli adreslerinin başında personel ödemeleri geliyor. Ar-Ge merkezi statüsü alan bir şirkette burada çalışan mühendislerin maaşları devlet tarafından karşılanıyor. Yine birçok şirketin çalışanlarını Ar-Ge elemanı gibi gösterip, maaşlarını devlete ödettiği belirlendi. Bu merkezlerde çalışan mühendislerin oranı yüzde 9’larda kaldı.

AKADEMİSYENLER DENETİM YAPMIYOR
Birçok kurum üzerinden verilen Ar-Ge ve Ür-Ge desteklerinde akademisyenler de yer alıyor. Ancak aynı zamanda projeye danışmanlık görevini de üstlenen akademisyenler denetim görevlerini tam olarak yerine getirmiyor. Bu da projedeki suiistimallerin ortaya çıkmasını engelliyor. Bazı denetçiler ise teknik bilgi eksikliğinden dolayı raporlamalarını doğru tezler üzerine gerçekleştiremiyor.

PATENT ÜRETMEYENE TEŞVİK VERİLMESİN
Ar-Ge teşviklerinin Türkiye ekonomisi için önemli olduğunu ancak doğru şekilde kullanılmadığını söyleyen Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, “Milyarlarca liralık teşvike rağmen 2013’te patent başvuruları sadece yüzde 1 arttı. Beş yıllık artış da yüzde 5 civarında. Ne yazık ki firmalar bu destekleri Ar-Ge amaçlı kullanmıyor. Teşvik alan çok sayıda proje kopya çıktı. Patenti alınmış projeler yeniymiş gibi gösteriliyor. Sistemin değişmesi gerek. Patent üretmeyene teşvik verilmesin. Ar-Ge teşvikinin ilk şartı patent olmalı. Ayrıca Patent Yasası’nın da bir an önce çıkması gerekiyor” dedi.

Peugeot, 607’den sonra lüks sınıfta yoktu. Aslında bakarsanız, bu onun için büyük bir kayıp da olmadı. Çünkü “Bana lüks bir model veeeerrrrr!” diyen değil de, daha lüks donanımlar ve daha fiyakalı tasarım isteyenler çoktu. Aslan Peugeot da, kükreyip, bunu yapmaya karar verdi. Eksikliğini hissettiği herşeyi, 508’i güncellerken ona verdi.
Öncelikle tasarımını yeniledi. Yeni marka kimliğinin “miladı” olarak gördüğü SR1 konseptinden esinlendi. Radyatör ızgarasını ondan aldı. Ardından, “üçlü” ve elması andıran farlar koydu. Farların altına, bumerangı andıran LED gündüz farı ekledi. Bunlar da, 508’in havasını değiştirmiş. Aracın genel hatları bozulmazken, arka stop lambaları da değişmiş. Özellikle yandıklarında, markanın logosundaki “aslan”ın “pençe attığı” belli oluyor. Bammmm! İşte bir hoş unsur daha… Arka bagaj kapağının üzerinde duran ince spoiler da, hafiften bir sportiflik havası katmış.

Arka kapısı davetkâr
508’in iç mekanıysa, aslında önceki haline bu denli değişmemiş gibi görünüyor. Zaten “Değişmesi gereken neler vardı?” diye sormak gerek önce.
Bununla birlikte Peugeot, 508’in iç mekan farklılıklarını detaylara gizlenmiş. Orta konsola dokunmatik seçeneği de olan bir ekran yerleştirmiş. navigasyon, klima ve radyo buradan kontrol edilebiliyor. Eşya koymak için “kapaklı bir cep” daha yaratılmış. Otomobilin için hayli sessizleşmiş, üstelik dizel olmasına.
508’in göstergelerinden hala çok hoşlandığımı söyleyebilirim, çünkü ben aynı zamanda önümde “dijital olmayan”, fazlaca gösterge görmekten keyif alıyorum. Benim seçimim tabii… Hız göstergesi ve devir saati arasına hararet, benzin ve yağ ısısı göstergeleri bir sıra halinde dizili duruyor. Kafayı kaldırınca da “Head-up Display” denilen arkadaşla göz göze geliyorsunuz. Bence olmuş.
1.6 lt dizel motor ve 6 ileri otomatikleştirilmiş vites kutusuyla satılan 508’in arka koltuğunda oturmak da hayli zevkli. Zira geniş, konforlu ve açık renk döşemeyle alırsanız, ferah da… 1.6 lt motor ise 120 HP ve 7 litre cevarında tüketimle hayli iyi. 93 bin TL’den başlayan fiyatıyla ve Şerit İhlali Uyarısı gibi teknolojik donanımlarıyla rahat, üst sınıf havası taşıyan, güzel duran ve sessiz giden bir otomobil olmuş.

508-arka

Peugeot’nun Dakar Rallisi’ne son katılımının üzerinden 25 yıl geçmişti. Kıta ve ekipler değişmiş olsa da, bu yarış insanlar ve makineler için olağanüstü bir macera ve son derece zorlu bir sınav oluşturmaya devam ediyor. İlk kez Bolivya’da Uyuni Salar (tuz gölünde) göz kamaştıran bir start ile başlayan Dakar 2015 Rallisi her türlü zeminde ve bazen de korkunç hava koşullarında gerçek bir zorluk konsantresi oldu. Toplam 17 zafere imza atmış olan yakın işbirliği ve dayanışma halindeki üç ikili Stéphane Peterhansel/Jean-Paul Cottret, Cyril Despres/Gilles Picard ve Carlos Sainz/Lucas Cruz, mücadeleci ruhlarıyla bu sınavdan da yüzlerinin akıyla çıktılar. Zihinler şimdiden 2016’ya döndü bile…

Peugeot Sport Direktörü Bruno Famin: « Bu ilk Dakar Rallimizin bilançosu kaçınılmaz olarak bazı olumsuzluklara sahne olacaktı. Ekip olarak nihai hedefimizi dikkate aldığımızda, elbette sıralamadaki yerimizle yetinemeyiz. 

Fakat gerçekleştirilecek hedefin güçlüğünü biliyoruz ve bu ilk yarışımızın ana hedefi deneyim kazanmaktı. Buenos Aires’te üç PEUGEOT 2008 DKR’den ikisinin büyük sıkıntı yaşamadan finiş görmesiyle, bu hedefe ulaştığımızı söyleyebilirim. Teknik, sportif, lojistik, bütün alanlarda pek çok şey öğrendik. Projenin devamı için bu nokta temel önem arz ediyor. 

Bunu başarmak için, pilotlarımız ve co-pilotlarımız ile bütün teknik ekip gerçekten istisnai bir iş gerçekleştirdiler. Hazırlığımız sırasında, özellikle güvenilirlik üzerine yoğunlaştık. Çalışmalarımız semeresini verdi. Performans yönünden, her ne kadar PEUGEOT 2008 DKR iki veya üç kez etap birinciliği için mücadele ederek belli bir potansiyel gösterdiyse de, nihai zafere ulaşma iddiasında bulunmak için henüz istenen düzeyde değil. Tabii ki geliştirme fikirlerimiz var. Çalışmalara şimdiden başladık. 2015 deneyimimize bağlı olarak şimdi yol haritamızı belirleyeceğiz. Dakar 2016 bizim için şimdiden başladı, ilk değerlendirme ve bilgilendirme toplantısını bu hafta yapıyoruz ! »